![Show Menu](styles/mobile-menu.png)
![Page Background](./../common/page-substrates/page0039.jpg)
39
Aslen Adanalı olan Emrah Serin’in Tekfen
ile ilk tanışıklığı 2008 yılına, BTC proje-
sinde Tekfen’e taşeronluk yapan bir fir-
mada çalıştığı döneme kadar uzanıyor.
O nedenle gıpta ile baktığı bir firma olan
Tekfen’den 2011 yılında iş teklifi alınca hiç
düşünmeden kabul etmiş. Star Rafinerisi,
onun Tekfen’deki üçüncü projesi. Bundan
önce yaklaşık 3 yıl boyunca BTC projesin-
de görev alan Serin, İzmir’e Elektrik Enstrü-
man Grup Şefi olarak gelmiş.
B
izim işimiz, endüstriyel tesislerde elekt-
rik ve enstrüman ekipmanlarının mon-
tajlarını yapmak. Elektrik-elektronik mü-
hendisliği çok geniş bir disiplin. Bu yönüyle
tıbba benzetiyorum. Tıpta da mezun olduk-
tan sonra yönelebileceğiniz değişik branş-
lar var. Türkiye’deki üniversiteler elektrik-
elektronik olarak tek bir bölüm altında
mezun veriyor ve sonra herkes ilgi alanına
göre farklı branşlara ayrılıyor. Google’da da
çalışan var, benim gibi inşaat sektöründe
de. Bizim işimiz dinamik ve hareketli. En
önemli avantajımız proje bazlı çalışmamız.
Sürekli yeni yerler görüyoruz, yeni insanlar
tanıyoruz.
BIZDEN YILMAZ VURAL GÖREVINI
ÜSTLENMEMIZI BEKLEDILER
Biz burada mevcut bir işi devraldık. Geldiği-
mizde inşaat işlerinin bir kısmı tamamlan-
mıştı. Kalan kısmı ise hızla tamamlanıyor.
Geride kalan işler elektromekanik, yani
elektrik enstrüman ve borulama işleri. Bu iş-
lere hiç başlanmamıştı. Buraya ilk geldiği-
mizde Eylül 2016’ydı. Ben de ilk gelenler
arasındaydım. Kick-off toplantısını yaptık,
ertesi gün sahadaydık. Çok kısa sürede işe
girdik. Baktığınız zaman yeri geliyor, bazı
projelerde sadece mobilizasyon 6 ay sürü-
yor. Biz 12 ayda çok büyük bir mesafe katet-
tik. Maçın ikinci yarısında devreye girip takı-
mı şampiyon yaptık. Bizden Yılmaz Vural
görevini üstlenmemizi beklediler. Çok şü-
kür, alnımızın akıyla bugüne kadar getirdik.
Dönüp baktığımda, bunu en zor projemiz
olarak görüyorum.
Projede alt yüklenicilerimizle birlikte elekt-
romekanik işlerde çalışan yaklaşık 600 ki-
şilik bir ekip var. Bunun 550’si alt yüklenici
firmalara ait. Biz de Tekfen olarak onların
yaptığı işi kontrol eden, denetleyen ve aynı
zamanda işlerin önünü açan 50 kişilik bir
ekibe sahibiz. Burada biraz da joker gibiyiz.
Aslında Tekfen, bulunduğu yerin bir üst li-
ginde olması gereken bir firma. Hem ça-
lışanlarıyla, hem bilgi birikimiyle, hem de
şirket yapısıyla orayı hak ettiğini düşünüyo-
rum. Orayı “Şampiyonlar Ligi” gibi düşünür-
sek, Tekfen’in her sene orada olması gerek-
tiğini düşünüyorum.
BIZIMDÖNEMIMIZ IÇIN “İNDIGO”
DIYORLAR
Ben, geleceğin enerjide olduğunu düşünü-
yorum. Bence Tekfen artık daha fazla zaman
kaybetmeden yatırımcı olarak enerji sektö-
rüne girmeli. Rüzgâr aldı başını gitti. Lisans-
lar belli bir aşamaya geldi. Piyasadaki fir-
malar kendi pazarlarını oluşturdular. Güneş
enerjisi hâlâ açık bir pazar bence. Tekfen’in
kurumsal yapısı ile bu sektöre girip yerini
sağlamlaştırabileceğini düşünüyorum. Tek-
fen, çalıştığı bölgelerde çok güçlü. Enerji-
deki varlığını, kaynağı olan diğer ülkelere
de yayabileceğini düşünüyorum.
Teknoloji çok önemli. Genç kuşak bu açı-
dan bizden biraz daha üstün bir konumda.
Ben 1985 doğumluyum. Bizim dönemimiz
için “İndigo” diyorlar. Biz bilgisayar çağını
da yakaladık, sokakta top da oynadık. Şu an
üniversiteden yeni mezun olanlar tamamen
bilgisayar çağındalar. Dijital çağ! Onlar her
şeyi daha hızlı istiyorlar. Diledikleri bilgiye
çok hızlı erişiyorlar. Her şeye çabuk ulaşma
istekleri iş hayatlarına da yansıyor. Geldikle-
ri anda bir şeylerin olmasını istiyorlar. Onlar
rahat bir dönemde yetiştiler. Biz ise epey
zorluk gördük. Evet, Kurtuluş Savaşı’ndan
çıkmadık ama bir amaç uğruna uğraşmayı
ve çaba göstermeyi bir yerden yakaladık.
Yeni kuşağın bizden üstün olan bazı özel-
likleri var. Bir kere inanılmaz araştırmacılar.
Sorguluyorlar. Her şeyi hemen kabul etmi-
yorlar. Bu çok önemli bir şey. Bizim iş yapar-
ken belirli alışkanlıklarımız var. Bunlar man-
tıklı geliyorsa “Tamam!” diyor, ama yine de
araştırıyor.
ALIAĞA’NIN BITKI ÖRTÜSÜ “DUSTER”
Burada kullanılan araçların hepsi aynı, be-
yaz Dacia Duster. Öyle ki, “Aliağa’nın bit-
ki örtüsü Dacia Duster” diye bir espri bile
türedi. Ofise gelmeden önce bir şeyler al-
mak için kantine uğradım. Arabayı kenara
çektim. Alacaklarımı aldıktan sonra tekrar
arabaya geçtim ve oturdum. Fark ettim ki
başka bir Dacia Duster’a binmişim. Bunu
çok sık yaşıyoruz.
12 AYDA
ÇOK BÜYÜK
MESAFE
KAYDETTİK
EMRAH SERİN
Elektrik Enstrüman Grup Şefi