Background Image
Previous Page  44 / 78 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 44 / 78 Next Page
Page Background

44

B

en bugüne kadar her şeyi Tekfen sa-

yesinde kazandım. Selanik göçme-

niyiz. Büyüklerimiz 1890’larda İstanbul’a

gelmişler, Kâğıthane’nin Ayazağa köyüne

yerleşmişler. Babam devlet memuruydu.

Tekfen sayesinde önce kendime, sonra

anne babama ev aldım. Bu şirketin hakkı-

nı ödeyemem. Canımı, her şeyimi Tekfen’e

veririm. Şirketimi çok seviyorum. Kendimi

çok şanslı hissediyorum. Rahmetli Necati

Bey’le, Feyyaz Bey’le, Ömer Sunman, Nec-

det Bozbağan, Naim Özkazanç Beylerle ta-

1979 yılında Tekfen’de takip memuru ola-

rak işe başlayan Necdet Şaban Belet, 1983

yılında puantör olarak Suudi Arabistan’a

gitmiş. Aynı projede veznedar olarak gö-

reve devam eden Belet, 1988’de Türkiye’ye

döndükten sonra 22 yıl boyunca şirket

merkezinde veznedarlık yapmış. Muha-

sebe şefi olarak 2010 yılında Fas’ta, 2013

yılında ise Samsun’da görev alan Belet,

Toros projesi tamamlandıktan sonra 2016

Eylül’ünde Star Rafinerisi için Aliağa’nın

yolunu tutmuş.

nışmak nasip oldu. Ben onların kasasıydım.

Bana paralarını emanet ederlerdi. O güveni

sağlamıştım. Ben bir Tekfenciyim.

BIZ BÖYLE INSANLARLAÇALIŞTIK

Takip memurluğu yaptığım yıllarda pasa-

port işlerini hep ben hallederdim. O za-

manlar bu işler çok zordu. Pasaport işlem-

leri sadece Sirkeci’de yapılıyordu. Sabah

03:30’da Pasaport Şubesi’nde kuyruğa gi-

rerdim. Rahmetli Ömer Sunman Bey’in eşi

Neşe Hanım’a pasaport lazım olmuş. Şube-

de bir ablamız vardı. Onunla çok iyi diyalog

kurmuştum. Ona gittim, “Genel müdürü-

müzün eşini getireceğim. Lütfen beni mah-

cup etmeyin,” dedim. O da, “Yarın şu saatte

gelin,” dedi. Neşe Abla da alımlı ve çok ha-

nımefendi biriydi. Şubeye gidince hemen

bir sandalye getirdiler. Kahve geldi. Pasa-

port Şubesi’nde böyle bir şey vaki değil!

İşini 15 dakikada hallettik. Neşe Hanım eve

gidince Ömer Bey’e beni bir anlatmış, bir

anlatmış. Ömer Bey 1.90 boylarında, benim

boyum da 1.60. Sabah şirkete geldim. “Şa-

ban! Neşe Hanım’a ne yaptın?” dedi. Ben,

“Eyvah! Kesin biri bir saygısızlık yaptı,” diye

düşündüm içimden. “Pasaport Şubesi’nde

kraliçe gibi ağırlamışsın. Gel bakayım yanı-

ma,” dedi, sarılıp yanaklarımdan öptü. O anı

unutamam.

Benzer bir anım da Necati Bey’le ilgili. Ne-

cati Bey’i de Pasaport Şubesi’ne götüre-

ceğim ama kuyruğa nasıl sokacağız? Ona

karşı mahcup olmak istemiyoruz. Bu anlat-

tığım 1981-82 yılları. O zamanlar bizim ida-

ri işler müdürümüz rahmetli Albay Orhan

Güney Bey’di. Albayım, “Nevzat Ayaz Bey’le

Ankara’da görev yapmıştım,” dedi. Nevzat

Ayaz, o sırada İstanbul valisi. Birlikte yanı-

BEN BİR

TEKFENCİYİM

NECDET ŞABAN BELET

Muhasebe Şefi

na gittik. Bizi kabul etti, “Siz şu saatte gidin,

yanınıza polis vereceğim,” dedi. Söylediği

saatte Necati Bey’i de aldık, götürdük. Pa-

saport Şubesi’nden içeri girdik, 5 dakikada

işini hallettik. Necati Bey bunun üzerine

bize teşekkür etti, sarı renkli tişört hediye

etti. Rahmetli, çok asil bir insandı.

Ali Nihat Gökyiğit Bey ile ilgili bir anım da

var... Oğlum ortaokula gidiyordu. Ünlü bi-

riyle röportaj yapması gerekiyordu. Nihat

Bey, o sıralarda Hayrettin Karaca ile birlikte

TEMA Vakfı’nın başkanı. Sekreteri Gülnur

Hanım’a (Olcay) söyledim. O da, “Ayarla-

rım” dedi. Nihat Bey’den böylece randevu

aldık. Oğlum, eşim, ben, üçümüz gittik.

Bize, “Siz orada oturun. Biz Barış’la halle-

deceğiz,” dedi. Hanımla bir köşeye geçtik.

Nihat Bey, “Hadi bakalım Barış, sor” dedi.

Barış da heyecanlıydı. Sorularını sordu. Ben

o anı unutamam. Nihat Bey babalık yaptı.

Biz böyle insanlarla çalıştık.

TEKFENGELDI, HER ŞEY DEĞIŞTI

Elbette kuşaklar değişiyor. Fakat yeni nesil

çok sabırsız. Her şeyin birdenbire olmasını

istiyor. İlk baştan yüksek maaş istiyor, mevki

istiyor. Belki bizlerin de hatası var. Çocukla-

rımıza önce mücadele etmeyi öğretmemiz

lazım. Mücadele edersen başarı gelir, seni

bulur. Ben bütün çevreme, “Sabırsız olma-

yın. Çalışın, kendinizi kanıtlayın,” diyorum.

Şimdiki nesil saat 12:00 oldu mu hemen ye-

meğe gidecek, 18:00 oldu mu hemen çıka-

cak. Oysa Tekfen’de mesai ve paydos saati

iş bitincedir. Burada birçok yabancı firma

var. “Tekfen geldi, her şey değişti,” diyorlar.

Tekfen’in ismi, kültürü, büyüklüğü burada.

Gençler de gerekli sabrı gösterirlerse ken-

dileri kazanırlar.

DOSYA