İTÜ İnşaat Mühendisliği’nden mezun olan
Erkan Kılıçarslan, Tekfen’le ilk kez TAG
Otoyolu’nda staj yaparken tanışmış. Daha
sonra başka bir firmanın elemanı olarak
Tekfen’in Sugözü Termik Santrali’nde çalış-
mış. 2007 yılında ise Samir projesi ile bün-
yeye katılan Kılıçarslan, Katar ve Samsun
deneyimlerinin ardından Star Rafinerisi’ne
gelmiş.
PROJEDE
BENİMDE
TUZUMVAR
DEMEK GÜZEL
ERKANKILIÇARSLAN
Boru İşleri Grup Şefi
B
ugüne kadar çalıştığım projeler arasın-
da Samsun’da yaptığımız Sülfürik ve
Fosforik Asit Tesisi biraz daha özeldi. Orada
anahtar teslimi bir iş yaptık. Mühendislik,
satın alma, montaj ve devreye alma işleri-
nin tamamını biz üstlendik. Buradaki işimiz
de oldukça özel. Star Rafinerisi çok fazla
detayın olduğu, tam bir borulama projesi.
BURANIN RÜZGÂRI MEŞHURMUŞ,
ONUÖĞRENDIK
En büyük zorluğumuz verilen zamanın çok
iddialı olmasıydı. Zaten bu yüzden Tekfen’i
davet ettiler. Biz de bitirme taahhüdüyle bu-
raya geldik. Projede Tekfen’in şantiyelerinde
çok alışık olmadığımız bazı unsurlar vardı.
Örneğin imalat bizim kontrolümüzde değil-
di. Oysa Tekfen’in her şantiyesinde imalat
kendi kontrolündedir. Bu zorluğu yaşadık.
Başka bir firmanın imal ettiği boruların mon-
tajını yapmakla yükümlüydük. Çevre ve iklim
koşulları da bizi zorladı. İşe kışın başladık.
Buranın rüzgârı meşhurmuş, onu öğrendik.
Rüzgâr olduğunu biliyorduk ama sert ve ke-
silmeyen bir rüzgâr olduğunu bilmiyorduk.
Burada küçük bir sahaya, belki Türkiye’nin en
büyük rafinerisi sığdırılmış. Bu nedenle çok
dar bir çalışma alanı vardı. Bütün bölümler
iç içe, sıkışık bir takvimde işleri yetiştirmeye
çalıştık. Hâlâ da bu zorlukları yaşıyoruz.
Çalıştığımız kısım rafineride ilk ürünün alı-
nacağı iki üniteden oluşuyor. Bu ünitelerde
alt taşeronlarla birlikte 40-45 mühendis,
tekniker ve formen kadrosu çalışıyor. 750-
800 civarında da mavi yakalı personelimiz
var.
BIZIM IŞIMIZDE TEMBELLIĞE
MÜSAADE YOKTUR
Ben her ortamda Tekfenliyim demekten
gurur duyuyorum. Henüz stajyerlik zama-
nımda Tekfen’le tanıştım. O dönemde eve
gidip gelmedim, şantiyede kaldım. Tarif
edemediğim duygular var. İlk göz ağrım;
mesleğe ilk adım attığım yer... Bazen Tek-
fen’deki ağabeylerimiz, şeflerimiz arayıp,
“Erkan şu projeye gidiyorsun,” diyorlar.
Maaşım ne olacak, o nasıl olacak, bu nasıl
olacak diye düşünmeden, “Peki, giderim!”
diyorum. Tekfen’le bu şekilde bir bağım var.
Profesyonellikten uzak gibi dursa da, şirket-
le ilk günden kurduğum gönül bağı halen
devam ediyor.
Şantiyenin zorluğunu başlamadan göre-
miyorsunuz. İlk mesleğe başlayan genç
mühendisler için şantiye çok cazip. Deği-
şik yerleri geziyorsunuz, yabancı ülkelere
gidebiliyorsunuz. Her projede kendinizi
geliştirmek zorundasınız. Çünkü bu mes-
lek müfredat gibi değildir. Tarih öğretmeni
her yıl aynı kitabı okutabilir ama bizim her
projemiz değişik coğrafyalarda, değişik
insanlarla, değişik prosedürlerle yapılıyor.
Kendinizi ona göre adapte edip geliştirmek
zorundasınız. Bizim işimizde tembelliğe
müsaade yoktur. Tembelliğe başlarsanız
otomatik olarak geri plana itilirsiniz.
Şantiyelerin şöyle bir güzelliği var. İlk gitti-
ğinizde bomboş bir arazi var. Aradan 1-2 yıl
geçiyor ve orada bir tesis yükseliyor. Eme-
ğiniz olan tesis üretime başlıyor. O anı gör-
düğünüz zaman, geçmişte yaşadığınız tüm
zorluklar unutuluyor ve yerini mutluluğa
bırakıyor. Benim de bu projede tuzum var
diyebiliyorsunuz. Bu müthiş bir haz.
BIZDE FORMENLER GENÇ
MÜHENDISLERE SAHIP ÇIKAR
Tekfen’in kendine mahsus bir kültürü var.
Mesela bizde genç mühendislerle kıdemli
formenler arasında çatışma yoktur. Tekfen
kültürü ile yetişen formenler hemen mü-
hendise sahip çıkar. Çünkü üniversitede
alınan eğitimle şantiyede yapılan iş bire
bir örtüşmüyor. Deneyimli formenler sahip
oldukları tecrübe ve bilgiyi bir saygı çerçe-
vesinde genç mühendislere aktarır. Zaten
iki üç proje sonrasında formenle mühendis
aynı ekibin parçası olur. Başka projeye gi-
decekleri zaman ikisi birbirini arar. Mesela,
benimle çalışan Hüseyin Doğan adlı bir for-
menimiz var. 35 yılı devirmiş bir borucudur.
Aramızdaki ilişki, biraz önce bahsettiğim
saygı, sevgi ve bilgi aktarımı çerçevesin-
de gelişti. Her zaman çok büyük desteğini
gördüm.
38
DOSYA