Background Image
Previous Page  38 / 78 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 38 / 78 Next Page
Page Background

İTÜ İnşaat Mühendisliği’nden mezun olan

Erkan Kılıçarslan, Tekfen’le ilk kez TAG

Otoyolu’nda staj yaparken tanışmış. Daha

sonra başka bir firmanın elemanı olarak

Tekfen’in Sugözü Termik Santrali’nde çalış-

mış. 2007 yılında ise Samir projesi ile bün-

yeye katılan Kılıçarslan, Katar ve Samsun

deneyimlerinin ardından Star Rafinerisi’ne

gelmiş.

PROJEDE

BENİMDE

TUZUMVAR

DEMEK GÜZEL

ERKANKILIÇARSLAN

Boru İşleri Grup Şefi

B

ugüne kadar çalıştığım projeler arasın-

da Samsun’da yaptığımız Sülfürik ve

Fosforik Asit Tesisi biraz daha özeldi. Orada

anahtar teslimi bir iş yaptık. Mühendislik,

satın alma, montaj ve devreye alma işleri-

nin tamamını biz üstlendik. Buradaki işimiz

de oldukça özel. Star Rafinerisi çok fazla

detayın olduğu, tam bir borulama projesi.

BURANIN RÜZGÂRI MEŞHURMUŞ,

ONUÖĞRENDIK

En büyük zorluğumuz verilen zamanın çok

iddialı olmasıydı. Zaten bu yüzden Tekfen’i

davet ettiler. Biz de bitirme taahhüdüyle bu-

raya geldik. Projede Tekfen’in şantiyelerinde

çok alışık olmadığımız bazı unsurlar vardı.

Örneğin imalat bizim kontrolümüzde değil-

di. Oysa Tekfen’in her şantiyesinde imalat

kendi kontrolündedir. Bu zorluğu yaşadık.

Başka bir firmanın imal ettiği boruların mon-

tajını yapmakla yükümlüydük. Çevre ve iklim

koşulları da bizi zorladı. İşe kışın başladık.

Buranın rüzgârı meşhurmuş, onu öğrendik.

Rüzgâr olduğunu biliyorduk ama sert ve ke-

silmeyen bir rüzgâr olduğunu bilmiyorduk.

Burada küçük bir sahaya, belki Türkiye’nin en

büyük rafinerisi sığdırılmış. Bu nedenle çok

dar bir çalışma alanı vardı. Bütün bölümler

iç içe, sıkışık bir takvimde işleri yetiştirmeye

çalıştık. Hâlâ da bu zorlukları yaşıyoruz.

Çalıştığımız kısım rafineride ilk ürünün alı-

nacağı iki üniteden oluşuyor. Bu ünitelerde

alt taşeronlarla birlikte 40-45 mühendis,

tekniker ve formen kadrosu çalışıyor. 750-

800 civarında da mavi yakalı personelimiz

var.

BIZIM IŞIMIZDE TEMBELLIĞE

MÜSAADE YOKTUR

Ben her ortamda Tekfenliyim demekten

gurur duyuyorum. Henüz stajyerlik zama-

nımda Tekfen’le tanıştım. O dönemde eve

gidip gelmedim, şantiyede kaldım. Tarif

edemediğim duygular var. İlk göz ağrım;

mesleğe ilk adım attığım yer... Bazen Tek-

fen’deki ağabeylerimiz, şeflerimiz arayıp,

“Erkan şu projeye gidiyorsun,” diyorlar.

Maaşım ne olacak, o nasıl olacak, bu nasıl

olacak diye düşünmeden, “Peki, giderim!”

diyorum. Tekfen’le bu şekilde bir bağım var.

Profesyonellikten uzak gibi dursa da, şirket-

le ilk günden kurduğum gönül bağı halen

devam ediyor.

Şantiyenin zorluğunu başlamadan göre-

miyorsunuz. İlk mesleğe başlayan genç

mühendisler için şantiye çok cazip. Deği-

şik yerleri geziyorsunuz, yabancı ülkelere

gidebiliyorsunuz. Her projede kendinizi

geliştirmek zorundasınız. Çünkü bu mes-

lek müfredat gibi değildir. Tarih öğretmeni

her yıl aynı kitabı okutabilir ama bizim her

projemiz değişik coğrafyalarda, değişik

insanlarla, değişik prosedürlerle yapılıyor.

Kendinizi ona göre adapte edip geliştirmek

zorundasınız. Bizim işimizde tembelliğe

müsaade yoktur. Tembelliğe başlarsanız

otomatik olarak geri plana itilirsiniz.

Şantiyelerin şöyle bir güzelliği var. İlk gitti-

ğinizde bomboş bir arazi var. Aradan 1-2 yıl

geçiyor ve orada bir tesis yükseliyor. Eme-

ğiniz olan tesis üretime başlıyor. O anı gör-

düğünüz zaman, geçmişte yaşadığınız tüm

zorluklar unutuluyor ve yerini mutluluğa

bırakıyor. Benim de bu projede tuzum var

diyebiliyorsunuz. Bu müthiş bir haz.

BIZDE FORMENLER GENÇ

MÜHENDISLERE SAHIP ÇIKAR

Tekfen’in kendine mahsus bir kültürü var.

Mesela bizde genç mühendislerle kıdemli

formenler arasında çatışma yoktur. Tekfen

kültürü ile yetişen formenler hemen mü-

hendise sahip çıkar. Çünkü üniversitede

alınan eğitimle şantiyede yapılan iş bire

bir örtüşmüyor. Deneyimli formenler sahip

oldukları tecrübe ve bilgiyi bir saygı çerçe-

vesinde genç mühendislere aktarır. Zaten

iki üç proje sonrasında formenle mühendis

aynı ekibin parçası olur. Başka projeye gi-

decekleri zaman ikisi birbirini arar. Mesela,

benimle çalışan Hüseyin Doğan adlı bir for-

menimiz var. 35 yılı devirmiş bir borucudur.

Aramızdaki ilişki, biraz önce bahsettiğim

saygı, sevgi ve bilgi aktarımı çerçevesin-

de gelişti. Her zaman çok büyük desteğini

gördüm.

38

DOSYA