Değerli Ortaklarımız,

Dünyada son yıllara damgasını vuran belirsizlik ortamı, yılın ilk aylarında çıkan Rusya-Ukrayna Savaşı ile 2022 yılında da etkisini sürdürdü. Savaş, pandeminin yarattığı kara bulutların dağılmaya başladığı bir dönemde dünyayı yeniden çok yönlü sorunlarla karşı karşıya bıraktı. Rusya’nın doğal gaz tedariğini kısması, enerjide dışa bağımlı olan Avrupa ülkelerinde büyük bir enerji krizi yarattı. Elektrik tedariğinde yaşanan sorunlar nedeniyle birçok Avrupa ülkesinde olağanüstü önlemler alındı. Birçok gelişmiş ülke, enerji güvenliği endişesiye enerji stratejilerinde geri adım atarak nükleer reaktörlerinin faaliyet sürelerini uzatmaya ve geçmişte kapatılmış kömürle çalışan elektrik santrallerini yeniden devreye almaya karar verdi. Hızla artan enerji fiyatları, önceki yıldan devralınan yüksek enflasyon sorununu daha da körükledi. Avrupa’da enflasyon, Avrupa Merkez Bankası’nın %2’lik hedefinin çok üzerine çıktı. Enerjinin yanı sıra savaşın gıda tedariğinde yarattığı sorunlar gıdaya erişimi zorlaştırırken fiyatların daha da artmasına yol açtı. Pahalılıktan ve alım gücünün zayıflamasından şikâyet eden çeşitli ülke halkları protesto için sokaklara döküldü.

Öte yandan enflasyonun yüksek seyretmesi, dünyanın önde gelen merkez bankalarını para politikalarını sıkılaştırmaya yöneltti. Bu da ekonomik faaliyetlerdeki ivme kaybını daha da belirginleştirdi. Dünyadaki birçok ekonomi için resesyon senaryoları konuşulmaya başladı. Yıllardır küresel ekonominin dinamosu olan Çin’in 2022 boyunca Covid-19 salgınının etkisinden kurtulamaması ve izlediği sıkı karantina uygulamaları da, ekonomik olarak beklenen katkıyı sağlayamamasına neden oldu. Otoriteler, dünyanın karşı karşıya olduğu bu çok katmanlı sorunların kısa vadede giderilebileceğine kuşkuyla bakıyor. IMF, 2023’ün daha zorlu geçeceğine ve dünya ekonomisinin üçte biri ile AB’nin yarısının resesyona girebileceğine dair endişelerini paylaştı. OECD de Kasım ayı Ekonomik Görünüm Raporu’nda dünya ekonomisinin 2022 yılında %3,1 büyümesinin beklendiğini, 2023’te ise bu oranın %2,2 düzeyine gerileyebileceğini açıkladı.

Yüksek enflasyon ve yüksek faiz ortamı, gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerini daha da kırılganlaştırdı. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın 2022 Ticaret ve Kalkınma Raporu’na göre ABD Merkez Bankası’nın Ocak- Ekim 2022 dönemindeki faiz artışları nedeniyle, gelişmekte olan ülkeler toplam 360 milyar ABD doları gelir kaybına uğradı. Aynı dönemde gelişmekte olan 90 ülkenin ulusal parası ABD doları karşısında değer kaybetti. Bu durum, gelişmekte olan ülkelerin üzerinde ağır bir baskı yaratırken alım güçlerini de zayıflattı.

Değerli Ortaklarımız,

Türkiye, bu olumsuzluklardan etkilenen ülkelerin başında geliyor. Geçtiğimiz yıl %11 büyüyerek dikkatleri üzerine çeken Türkiye ekonomisi 2022 yılında %5,6 büyüme kaydetti. OECD, bu ivme kaybının gelecek sene de devam ederek %3 civarına düşeceğini tahmin ediyor. 2022 yılında Türkiye ekonomisinin temel meseleleri arasında enflasyon öne çıktı. Yıla %48 seviyesinden başlayan yıllık enflasyon (TÜFE), Ekim ayında %85’i aşarak zirveye ulaştı ve yılı %64,3 seviyesinde kapattı. Dünya pazarlarındaki daralma nedeniyle ihracat hız kaybederken, ithalatın güçlü seyri öne çıktı. 2022 yılında dış ticaret açığı, enerji fiyatlarındaki artışın da etkisiyle 110 milyar ABD dolarına ulaşarak tüm yılların rekorunu kırdı.

Tekfen Holding’in iki ana iş kolundan biri olan taahhüt sektörü, pandemiden sonra Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan da olumsuz etkilendi. Ekonomik yavaşlama birçok altyapı projesinin ertelenmesine neden olurken, savaşın Doğu-Batı eksenindeki kutuplaşmayı daha da belirginleştirmesiyle değişen jeopolitik dengeler ve güvenlik endişelerinin artması, uluslararası müteahhitlik sektöründe daralmaya yol açtı. Türkiye ekonomisinin lokomotiflerinden biri olan müteahhitlik sektörü de bu olumsuzluklar nedeniyle 2022 yılı için öngörülen 50 milyar ABD doları tutarındaki yeni proje hedefinin gerisinde kalarak 17,8 milyar ABD dolarlık yeni iş hacmine ulaşabildi.

Türkiye’nin 2022 yılında Körfez ülkeleri ile ilişkilerinde yaşanan olumlu gelişmeler ise Türk müteahhitlik sektörü adına umut verdi. Özellikle Suudi Arabistan ile ilişkilerin yeniden normalleşmesi sayesinde bu ülkeyle sektörel temaslar hız kazandı. Yıl içinde çok dalgalı bir seyir izlemesine karşın petrol fiyatlarının genel olarak artış eğiliminde olması da altyapı yatırımları için uygun bir ortam oluşturdu. Bu çerçevede yıl boyunca çok sayıda projeye teklif vermek üzere davet aldık. Tekfen İnşaat, tüm konjonktürel zorluklara rağmen 260 milyon ABD doları tutarında yeni iş alarak kalan
iş miktarını (backlog) 1,217 milyar ABD doları düzeyinde tutmayı başardı. Şirket bünyesinde faaliyet gösteren Ceyhan İmalat Tesisi de, Polonya’daki PKN Orlen Rafinerisi ve Katar’daki NFE projelerine yönelik olarak iki adet büyük çaplı imalat projesini portföyüne kazandırdı.

Mühendislik ve Taahhüt Grubumuzun diğer şirketlerinden Tekfen İmalat, geçen yıldan kalan işlerine ek olarak 2022 yılında 15,1 milyon ABD doları tutarında yeni iş aldı. Son yıllarda artan yurt dışı siparişlerine yenilerini ekleyen şirketimiz, daha önce ihracat yapmadığı tek kıta olan Avustralya’ya da ilk adımını attı.

Taahhüt sektörüne yönelik mühendislik hizmetlerini en yeni teknolojilerle destekleyerek son yıllarda önemli bir atılım gerçekleştiren Tekfen Mühendislik, geleneksel iş alanlarına ek olarak dijital çözümler, sürdürülebilir teknolojiler, milli savunma sanayii ve havacılık gibi farklı disiplinlerdeki açılımlarına 2022 yılında da devam etti. Başka ülkelerdeki iş fırsatlarını değerlendirmek amacıyla geçtiğimiz yıl Kenya’da açtığı yurt dışı ofislerine 2022 yılında İngiltere’yi de ekleyen Tekfen Mühendislik, yıl boyunca dünyanın farklı coğrafyalarında çok sayıda proje için teklif verdi.

Pandemi ile birlikte ön plana çıkan gıda güvenliği ve tarımsal sürdürülebilirlik konusu, Rusya-Ukrayna krizi ile bir kez daha dünyanın ana gündem maddelerinden biri haline geldi.
Arpa, buğday ve mısırda dünyanın en büyük tedarikçileri arasında yer alan bu iki ülke arasındaki savaş, artan girdi ve ulaşım maliyetleriyle birlikte gıda fiyatlarının Şubat 2022’de tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmasına yol açtı. Rusya’nın aynı zamanda dünyanın en önemli gübre hammaddesi tedarikçilerinden biri olması nedeniyle gübre sektörü de gerilimden olumsuz etkilendi. Emtia piyasalarındaki dengesizlik ve doğal gaz fiyatlarındaki aşırı yükseliş nedeniyle birçok Avrupalı gübre üreticisi üretimlerini kısma ya da durdurma yoluna giderken, gübre fiyatlarında da rekor artışlar yaşandı. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gübre fiyatlarındaki önlenemez artış, son yıllarda gübre pazarında yaşanan daralmayı ve gübreye erişim zorluklarını daha da hızlandırdı.

Tekfen Grubu olarak hem verim artırıcı tarımsal girdiler hem de doğrudan üretim yoluyla gıda güvenliğine katkı sağlamayı önemli bir sorumluluk olarak görüyoruz. Türkiye’nin en büyük gübre üreticisi ve pazar lideri olan Toros Tarım, yıl boyunca tedarik zincirinde yaşanan sorunlara ve konjonktürel türbülanslara rağmen kapasite kullanımını yüzde 75 seviyesinde tutmayı başararak, daralan gübre pazarında 1,6 milyon ton satış gerçekleştirdi. Özellikle pandemi sonrasında sektörde yaşanan sıra dışı ve öngörülmesi güç gelişmelere çevik ve esnek bir yaklaşımla yanıt vermesi, Toros Tarım’ın son yıllarda hem rekabet gücüne hem de finansal sonuçlarına olumlu yansıyor. Kimyevi gübrede son beş yılın ihracat şampiyonu olan şirketimiz, gübre ihracatına geçen yıl getirilen yasakların 2022’de kısmen kaldırılmasıyla, bu kanalda da yine başarılı satış rakamlarına ulaştı.

Merkezi New York’ta bulunan girişim sermayesi şirketimiz Tekfen Ventures, yepyeni fırsatlar sunan inovasyon ve girişimcilik dünyası ile Grubumuz arasında köprü kurma görevini başarıyla sürdürüyor. Büyüklüğü yüz milyarlarca dolarlarla ifade edilen küresel girişim sermayesi yatırımları 2022 yılında küresel belirsizlikler nedeniyle biraz ivme kaybetmiş olsa da, girişimcilik ekosistemi dünyada sürdürülebilir ve yenilikçi iş modellerine duyulan ihtiyaca cevap veren en önemli kaynaklardan biri konumunda.

Tekfen Ventures, 2022 yılında, bazı kritik hastalıkların tedavi süreçlerinde hücre ve gen terapisini kullanmayı amaçlayan yeni biyoteknoloji girişimi Laverock ile portföyünü çeşitlendirdi. Yine yıl içinde, Tekfen Ventures’ın temassız tünel açma teknolojisi geliştiren yatırımı Petra şirketi ile Tekfen Mühendislik ve Taahhüt Grubu arasında oluşan iş birliği, inovatif çözüm ve teknolojilerin faaliyet alanlarımıza ne gibi açılımlar sağlayabileceğini açık bir şekilde gösterdi. Tekfen Ventures’ın diğer yatırımlarından Phospolutions ile Toros Tarım arasında yürütülen saha deneme çalışmaları ve Tropic Biosciences ile Agripark Ar-Ge Merkezi arasındaki muz fidanlarına yönelik iş birliği de verimli bir şekilde devam ediyor. Grubumuz, Tekfen Ventures yoluyla, bu gibi değer yaratan sinerjileri başka alanlarda da geliştirmeyi hedefliyor.

Ekonomik zorluklarla ve belirsizliklerle dolu 2022 yılındaki başlıca odak noktamız, tüm faaliyet alanlarımızda hızla değişen şartlara ve öngörülmesi güç gelişmelere hızla uyum sağlayarak riskleri en iyi şekilde yönetmek ve operasyonlarımızın devamlılığını sağlamak oldu. 30.668.492 bin TL satış geliri kaydettiğimiz 2022 yılında 3.409.784 bin TL FAVÖK ve 3.448.392 bin TL net kâr gerçekleşti. 2022 yılsonu itibarıyla Grubumuzun aktif büyüklüğü 32.187.365 bin TL’ye, özkaynak büyüklüğü ise 10.590.200 bin TL’ye ulaştı.

Grup olarak, pazardaki konumumuzu güçlendirecek, faaliyetlerimize rekabet gücü kazandıracak ve kâr odaklılığımızı destekleyecek yatırım fırsatlarını sürekli değerlendiriyoruz. Bu kapsamda, İskenderun Körfezi’ndeki konumu ve sahip olduğu altyapı imkânlarıyla önemli bir potansiyele sahip olan Torosport Ceyhan Terminali’ni büyütmeye yönelik olarak başlattığımız yatırım 2022 yılında önemli mesafe kat etti. Batı İskelesi’nin güçlendirilmesini ve 1,1 km uzunluktan 2,3 km’ye çıkartılarak daha büyük tonajlı sıvı yük gemilerinin kullanımına açılmasını içeren projenin Haziran 2023 tarihine kadar tamamlanması planlanıyor. Böylece Torosport Ceyhan, hızla büyüyen limancılık sektöründeki varlığını daha da güçlendirecek.

Finansal ve operasyonel başarılar kadar, dünyamızın geleceğine yönelik en büyük risk kabul edilen iklim değişikliğiyle mücadele de en temel önceliklerimiz arasında yer alıyor. Önceki yıllarda olduğu gibi 2022 yılında da yine bir dizi sıra dışı iklim olayına tanık olduk. Dünyanın bazı bölgelerinde kuraklık nedeniyle milyonlarca insan açlık riskiyle karşı karşıya kalırken, başka yerlerde seller nedeniyle sayısız kişi hayatını kaybetti. Avrupa kıtasındaki görülmemiş sıcaklıklar çok sayıda orman yangını çıkmasına neden oldu. İklim değişikliğiyle etkili bir şekilde mücadele edebilmek için, tüm sektörlerde sürdürülebilir iş modellerine ihtiyaç duyuluyor. Düşük karbonlu ekonomiye geçiş, ancak iş dünyasının tam desteğiyle mümkün olacak.

Bu nedenle Karbon Net Sıfır Yol Haritası çalışmalarımızı, sadece Grubumuzun değil dünyamızın geleceği adına da bir zorunluluk olarak görüyoruz. 2022 yılında, CDP’nin İklim Değişikliği Programı’nda “B” bandında değerlendirilerek, Türkiye’deki 53 şirketten biri olduk. Su Güvenliği Programı’nda ise “A” derecelendirme notumuzla dünyada 2.437 şirket arasında 103. sırada yer aldık. BİST Sürdürülebilirlik Notumuzu ise B’den A-’ye yükselttik.

Grup Şirketlerimizin tüm iş süreçlerini iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı uyum kabiliyetini artıracak şekilde gözden geçirerek, karbonsuzlaşma hedefine uygun hale getirmesine yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Özellikle AB Yeşil Mutabakatı, Sınırda Karbon Düzenlemesi ve Emisyon Ticaret Sistemi gibi düzenlemelere uygun bir yol haritasının hazırlanmasına ve uyum çalışmalarına 2022 yılında kesintisiz devam edildi. Özellikle tarım ve gübre alanında çalışan Ar-Ge Merkezlerimizin yerli ve yabancı kurumlar, bilim kuruluşları ve üniversitelerle yaptıkları iş birliklerini bu anlamda son derece önemli ve değerli buluyorum.

Bu raporu hazırladığımız günlerde kaybettiğimiz, Tekfen Grup Şirketleri Kurucu ve Onursal Başkanı, değerli büyüğümüz Ali Nihat Gökyiğit’in, “Sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik ilkelerini, iş hayatım ve girişimlerimin hep ayrılmaz bir parçası olarak gördüm. Sorunlar karşısında başkalarını suçlamak yerine; ‘Ben ne yapabilirim?’ diye kendimi sorgulamayı hep tercih ettim!” sözleri, Tekfen olarak ortak geleceğimiz adına gerekli her adımı atma ve sorumluluktan kaçmak yerine meselelerin üzerine gitme konusunda bizlere ilham kaynağı oluyor.

Yine raporumuzun hazırlıklarının sürdüğü dönemde Kahramanmaraş merkez olmak üzere geniş bir alanda yaşanan deprem felaketi hepimizi büyük bir üzüntüye boğdu. Kırk binden fazla vatandaşımızın hayatını kaybettiği depremin ardından gerek arama kurtarma faaliyetlerine katılarak, gerek milletimizin ihtiyaçlarını karşılamak için tüm imkânlarımızı seferber ederek yaraların sarılmasına katkıda bulunduk. Bu vesileyle depremde hayatını kaybeden tüm yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı, yaralananlara da acil şifalar dilerim.

Tekfen olarak bugüne kadar, her üçü de Hakk’ın rahmetine kavuşmuş olan kurucularımız Necati Akçağlılar, Feyyaz Berker ve Nihat Gökyiğit’in bize emanet ettiği değerler doğrultusunda, ülkemize fayda sağlamak için hep özveriyle çalıştık, bundan sonra da çalışmaya devam edeceğiz. Değerlerimizden asla sapmadan, Tekfen’i doğaya ve insana saygı çerçevesinde, bilim ve teknolojinin gösterdiği yolda daha da ileriye götürmek ve tüm paydaşlarımız için değer yaratmak, önümüzdeki dönemde de başlıca hedefimiz olacak.

Saygılarımla,

Zekeriya Yıldırım
Yönetim Kurulu Başkanı