![Show Menu](styles/mobile-menu.png)
![Page Background](./../common/page-substrates/page0036.jpg)
60.yıl
34
Tekfenli olmak sizin için ne ifade ediyor?
Tekfenli olmak... Klişeleşmiş bir tabir olması, benim bu kelimeyi kullanmam
için engel teşkil etmiyor. Evet, Tekfenli olmak gerçekten “ayrıcalıktır”. Tekfen
adeta bir hayat okulu... İnsanın ufkunu açan, dünya ile bütünleşmemizi sağla-
yan ve uluslararası platformda daima kendine yer bulan, kendisinden övgüyle
bahsettiren, ülkemize ekonomik anlamda değer katan, rakiplerini kıskandıra-
cak şekilde duruşuyla, yaptıklarıyla ve istikrarlı adımlarıyla böyle güzide bir fir-
manın ferdi olmak, bana onur veriyor. Ben Tekfen’de çalışırken evlendim, ço-
cuklarım oldu, onları okuttum, ev sahibi oldum. Çocuklarım da Tekfen’de
çalışıyor, çocuklarımdan birini evlendirdim, e daha ne olsun! Yani safkan bir
Tekfenliyim. Bununla da gurur duyuyorum. Allah herkese nasip etsin.
En unutamadığınız anınız nedir?
Yıl 1975, aylardan ise eylül veya ekimdi. İşe gireli henüz 3-4 ay olmuştu. 1. Irak-
Türkiye Ham Petrol Boru Hattı Projesi’nin tank şantiyesinde muhasebe yardım-
cı elemanı olarak çalışıyordum. Bir gün Şantiye Şefimiz Hüseyin (Suphi Lembet)
Bey beni çağırdı ve dedi ki, “Sedat, ben şantiye dışına çıkacağım. Bugün akşama
doğru Pendik Atölye’den yeni bir kompresör gelecek. Düzgün bir yere indirt ve
benim haberim olmadan kimseye verme. İlk çalışmasını ben duyacağım.” Ger-
çekten de akşamüstü kamyon geldi, ben de onu büyük bir titizlikle indirttim. Bir
iki saat sonra birkaç kişi gelip Hüseyin Bey’i sordular. Ama ne kendilerini tanıt-
tılar, ne de ben kim olduklarını sordum. İçlerinden uzun boylu, kır saçlı olanı
bana dedi ki, “Ben bu kompresörü Osmaniye Şantiyesi’ne götüreceğim.” Ben bir
an için şaşırdım, ne yapacağımı, ne diyeceğimi bilemedim. Daha ilk işim, acemi-
yim ve çok yeniyim. Bir anlık duraklamadan sonra, “Kompresörü götüremezsi-
niz, çünkü ben şefimden böyle talimat aldım,’’ dedim. Bunun üzerine o uzun
boylu bey, bana cevap vermeden yanındakilere, “Haydi gidiyoruz” dedi ve şanti-
yeden ayrıldılar. Bu arada şantiyedeki eski formenlerden bazıları yanıma geldi-
ler ve bana, “Sen kiminle konuştuğunu biliyor musun? Baltayı taşa vurdun, o
konuştuğun kişi Naim Özkazanç’tı” dediler (buradan kendisini rahmetle anıyo-
rum). Beni aldı bir endişe. O gece benim için çok sıkıntılı geçti. Ertesi gün olayı
olduğu gibi şantiye şefimiz Hüseyin Bey’e anlattım. O da bana yorum yapma-
dan, sadece bilgi verdiğim için teşekkür etti.
Aradan uzun yıllar geçti. 1994 yılında Rusya/Samara projesine Naim Bey de gel-
di ve birkaç ay kaldı. Uygun bir zamanda bu olayı anlattım. Bir kahkaha attı ve
bana, “Sen doğru olanı yapmışsın, ben sana o zaman prim vermedim mi?” diye
espri yaptı. Ben bu vesileyle bir kez daha Naim Bey’i rahmetle anıyorum. Hayat-
larını kaybeden tüm çalışanlarımızın ruhu şad olsun.
Tekfen’de yeni başlayan gençlere öğüdünüz nedir?
Tekfen’de yeni çalışmaya başlayan gençlerimize naçizane tavsiyelerim; kariyer-
leri ne olursa olsun, ahlaklı, düzgün, dürüst, çalışkan, sabırlı ve kanaatkâr olma-
ları... Amirini memurunu bilen, saygılı, hoşgörülü, yalandan uzak ve hiyerarşik
düzen içerisinde çalışmaları... Kin, nefret ve aşırı hırstan uzak, gayretli ve sözü-
nün eri olmaları... Araştırmacı, mücadeleci ve sağlam bir duruş sergilemeleri...
Bir atasözünü rahmetli pederim her fırsatta bana ve kardeşlerime sık sık söyler-
di. Bu söz kulaklarıma hep küpe olmuştur: “Doğru duvar sarsılır, ama yıkılmaz.”
Bu atasözünün içeriği aslında her şeyi ifade etmektedir. Kısa yoldan mevki, ma-
kam ve zenginlik heveslerine kapılmamaları, yaptığı işten zevk almaları, içine
sindirmeleri, tabiri caizse tırnakları ile kazıyarak uzun bir yol kat etmeleri...
İşte; en büyük makam da bu, zenginlik de bu, mutluluk da budur.
Sedat Yalçın
BTC Mali ve İdari İşler Müdürü / Tekfen İnşaat